Hayat kompleks ve bir o kadar da sade bir yapıya sahiptir. Grotesk yapısı da tam olarak buradan gelir. Felsefe ya da din olarak ele alınabilen Budizm ise bu karmaşık düzen içerisinde insanların kendilerini dinç, diri tutabilmelerini ve dürüst, iyi niyetli biri olarak kalabilmelerini sağlamayı amaçlar.
Budizm’e göre kötü duyguların zedeleyici etkisinden kurtulabilmenin tek yolu sevmek ve güven duymaktan geçer. Birini kendinden çok sevmek insanı iyi ve doğru olan yoldan ayırabilir. En çok sevgiyi hak eden kişi insanın kendisidir. Ve ancak bu noktadan sonra insanlara güven duyulabilir. Buda insanların yalnızca güvenle beraber bir arada mutlu olabileceğini söyler. Şüphe insanları zehirleyen çirkin bir alışkanlıktır.
Bilgelik Sevmeyi, Cesaretlenmeyi ve Huzuru Yakalamayı Bilmektir
Bilgeliğin sözlerle ya da bilgiyle değil insanı değerli kılan sevgi, huzur ve cesaretle meydana geldiğini söyleyen Buda, başka insanların sahip olduklarını kıskanmak yerine sevgi ve cesaretle takdir etmek ve sahip olabilmek için çabalamak gerektiğini vurgular. Huzura kavuşmak için insanın kötü duyguların peşinden değil içselleştirilmiş olan güce odaklanması gerekir.
Geçmişi ve geleceği var edenin şuan olduğu için anı güzelce yaşayabilmek ve an’da huzuru bulabilmek zamanla geçmişi huzurlu, geleceği güvenli kılar. Zor anlarda ise kurtarılmayı beklemek yerine cesaret ve bilgelik ile atılmak yola tekrar koyulabilmek için çabalamak gerekir. Zihni kontrol edebilmeyi öğrenmek, duyguları kontrol edebilmek anlamına gelir ve insan sağlık ve huzura tam anlamıyla kavuşabilmek için zihnine hükmedebilmelidir.